Sağlık

Covid’li Günlerim Nasıl Geçti? Gün Gün Yaşadıklarım

Tüm dünyayı saran Koronavirüs salgını 1 yılı aşkın süredir can almaya devam ediyor. Aşının bulunması ve uygulanmaya başlamasıyla kurtuluruz diye ümit ederken aşılanma hızlandıkça Covid-19 da mutasyonlu haliyle daha çok hızlanarak yayılmaya devam ediyor.

1.doz aşımı olduktan 2 hafta sonra tanıştık Covid-19 ile. Köy okulunda çalıştığım için öğretmen arkadaşlarla ilçede buluşup köye topluca servisle gidiyoruz. Öğrencilerin taşımalı, öğretmenlerin taşımalı gittiği bir okulda sosyal mesafeyi korumak da mümkün olmuyor haliyle. Her ne kadar çift maske kullansak da, çantamızdan kolonya ve dezenfektanı eksik etmesek de maske-mesafe-hijyen üçlüsünden biri eksik olduğunda virüse yol görünmüş oluyor ve bu mutant virüs fırsatları hiç kaçırmıyor.

Ben Covid-19 ile karşılaştığım günden itibaren yaşadıklarımı gün gün maddeler halinde aktarmak istiyorum.

  • Çarşamba -> Okula gittim. (Koronavirüs ile temas)
  • Perşembe -> Sabah haber geldi: Serviste yan yana oturduğumuz arkadaşımın PCR testi pozitif çıkmış. Hepimiz temaslı sayıldık. Akşam: PCR testi yaptırdım ve negatif çıktı.
  • Cuma -> Her şey normal, hiç bir belirti yok.
  • Cumartesi -> 1. Gün: Hafiften boğaz ağrısı ve halsizlik başladı.
  • Pazar -> 2. Gün: Boğaz ağrısı ve eklem ağrısında artış oldu. Ağrı kesici almak zorunda kaldım.
  • Pazartesi -> 3. Gün: Sabah 4:00’da PCR testi yaptırdım ve pozitif çıktı. Boğaz ağrısı, eklem ağrısı, bel ağrısı, baş ağrısı(şiddetli). Filyasyon ekibinin getirdiği ilacı kullanıp kullanmama konusunda yaşadığım kısa süreli bir kararsızlıktan sonra kullanmaya karar verdim. Hastanede yatmak zorunda kalanların çoğunun hastalığın başında ilaç kullanmayanlardan oluştuğunu da bugün öğrendim. Akşam baş ağrısı dayanılmaz hale geldi. Ağrı kesici aldım, iyi geldi. (Ağrı kesici olarak sadece Parol kullanabiliyormuşuz)
  • Salı -> 4. Gün: Boğaz ağrısı, eklem ağrısı, bel ağrısı, baş ağrısı. Yatışa devam…
  • Çarşamba -> 5. Gün: Sinüzit ağrısı benzeri ağrı, baş ağrısı.
  • Perşembe -> 6. Gün: Sinüzit ağrısı benzeri ağrı, koku ve tat alamadığımın farkına vardım. İlacım bugün bitti.
  • Cuma -> 7. Gün: Arada bir üst üste öksürük oluyor. Kendimi iyi hissetmeye başladım ama yatma ihtiyacı devam ediyor.
  • Cumartesi -> 8. Gün: Arada bir öksürük oluyor. İyiyim ama yatma ihtiyacı devam ediyor.
  • Pazar -> 9. Gün: Gece öksürük tuttu, uyumakta zorlandım. Gündüz gayet iyiyim, hastalığın başından itibaren en fazla ayakta kalabildiğim gün.
  • Pazartesi -> 10. Gün: Kendimi iyi hissediyorum, günlük işleri yapabilir durumdayım. Tat almaya başladım ama koku çok az alabiliyorum.
  • Salı -> 11. Gün: Öksürük büyük oranda azaldı, bitti gibi diyebilirim. Çay, kahve çok severim ancak hastalık süresince canım hiç istemedi. Hatta şöyle düşündüm: “Ne zaman canım çay kahve isterse o zaman tam iyileştim demektir.”
  • Çarşamba -> 12. Gün: Canım çay istedi içtim ama tat aldığım söylenemez. Halbuki koku ve tat duyumun geldiğini düşünüyordum. Çay için biraz daha zamana ihtiyaç var sanırım.

Belirtilerin başladığı günü hastalığın 1. günü olarak kabul ettim. PCR testinin yapıldığı tarihle beraber başlayan 10 günlük karantinam hastalığımın 12. gününden sonra bitmiş oldu.

Ben hastalık sürecini genelde yatarak geçirdim, normalde grip olduğumda da yatarak atlatabiliyorum. Ancak gripten çok daha uzun sürdü.

Kendi deneyimimden yola çıkarak hastalığı atlatma aşamasındaki en önemli iki şeyin dinlenme ve beslenme olduğunu düşünüyorum.

Covid-19’lu Günlerimde Nasıl Beslendim?

Öncelikle ilaç olarak; devletin verdiği Covid-19 ilacı, kan sulandırıcı ilaç, C ve D vitamin desteği kullandım.

Beslenme listem:

  • Her gün kapıya bırakılan bol proteinli anne yemeği
  • Soğan, sarımsak
  • Tahin-pekmez
  • Bol sıvı (su, turşu suyu, ekşi suyu, ıhlamur çayı, adaçayı)
  • Meyve

İnsanların canını alan, sağlığını bozan, kalıcı hasarlar bırakan, yakınlarının yanında olamadan kaybetmenin acısını yaşatan, sevdiklerimize hasret bırakan, eski günlerimizi aratan, özgürlüğümüzü elimizden alan, ekonomik sıkıntılara yol açan, çocuklarımızda hiç unutamayacakları olumsuz izler bırakan, büyük küçük herkesin psikolojisini bozan, maskelere dezenfektanlara muhtaç hale getiren bu PANDEMİ’nin artık bitmesi dileğiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir